Böbrek kanserine neden olan çevresel etkenlerden en kabul edilen etken tütün kullanımıdır ve böbrek kanseri görülme oranını göreceli olarak 1.4 - 2.5 kat artmaktadır. Tütün kullanım süresi ve kullanılan miktar ile böbrek kanseri riski artmaktadır. Yapılan çalışmalar ile böbrek kanseri saptanan erkeklerin %20-30’unda, kadınların %10-20’sinde tütün kullanımının olduğu bildirilmiştir.
Obezite ile böbrek kanseri arasındaki ilişkisi birçok çalışmada tespit edilmiş olup böbrek kanserinde temel risklerden bir tanesidir. Genel olarak bu ilişki kadınlarda daha belirgin olup, obezitenin ciddiyeti ile doğru orantılıdır. Vücut-kitle indeksinde bir birimlik her artış böbrek kanseri riskini yaklaşık 1.07 kat arttırdığı gözlenmiştir. Amerika birleşik devletlerinde böbrek kanseri saptanan hastaların %40’ından fazlasının obezite ile ilişkili olduğu tahmin edilmiştir.
Hipertansiyon böbrek kanserinde gelişiminde esas risk faktörlerinden birisidir. Böbrek dokusunda hipertansiyona bağlı gelişen hasarlanma ve inflamasyon, metabolik veya fonksiyonel değişiklikler kanserojenlere olan duyarlılıkları arttırmaktadır.
Böbrek kanseri gelişiminde virüs enfeksiyonları, kurşun bileşikleri ile maruziyet ve aromatik hidrokarbonlar gibi 100 den daha fazla kimyasal ajan saptanmıştır. Fırın çalışanlarında, asbestoza ve kadmium ile temasta olanlarda böbrek kanseri görülme sıklığının biraz daha fazla olduğu gösterilmiştir. İyonize radyasyon alan hastalarda kronik böbrek yetmezliği nedeniyle hemodiyaliz uygulanan ve böbreğin kazanılmış kistik hastalığı gelişen hastalarda normal populasyona göre böbrek kanseri gelişim riski artmıştır.
Böbrek kanseri gelişiminde diğer potansiyel ajan düzenli non-steroidal anti- inflamatuar (ağrı kesici) kullanımıdır ve rölatif olarak bu hastalarda 1.5 kat daha fazla risk altındadırlar.
Böbrek kanseri olan hastaların birinci ve ikinci derece akrabalarında böbrek kanseri görülme riski rölatif olarak 2.9 kat artığı görülmektedir.